Hormonlar Nasıl Ölçülür
Hormonlar kandan ölçülebildiği gibi idrardan veya tükürük salgısından da ölçülebilir.  Ancak sadece hormon ölçülmesiyle hormon hastalıkları bazı durumlarda anlaşılamaz ve bu nedenle bazı testler yapmak gerekebilir. Bu testlerle biz uyarma veya baskılama testleri adı veriyoruz.  Hormon az çalışıyorsa uyarma   testi, çok çalışıyorsa baskılama   testi yapılır.

Tükürük kanın filtre edilmiş halidir ve   hormonların serbest halini ölçme için uygundur. Ancak tükürükten hormon ölçümü kandan ölçülen kadar hassas ve doğru olmayabilir. Tükürükteki hormonlar kandaki hormonları da her zaman doğru  yansıtmayabilir. Kişiden kişiye büyük değişiklikler gösterdiği gibi aynı kişide de farklılıklar olabilir. Özellikle hormon replasmanı sırasında bu daha belirgindir. Tükürükte seruma göre çok düşük miktarda hormon bulunduğundan ve ağızdaki kan, enfeksiyon ajanları ve epitel hücreleri ile kontaminasyon (bulaşma)  eğilimi fazla olduğundan ölçülen hormon değeri etkilenebilir.  Ancak enjektör kullanılmadan örnek alınması stressiz  olması onu cazip kılmaktadır. Tükürükten kortizol ölçümü Cushing hastalığı tanısında faydalı olabilir. Tükürükten kortizol ölçümü 8 saat aralarla yapılırsa günlük sirkadiyen kortizol ritmi hakkında bilgi sahibi olunur.  Tükrük yerine kurutulmuş idrar örneklerinde de  hormon metabolitlerine bakılabilir. 

Biyoidentikal hormonların farmokinetikleri çok iyi bilinmediğinden bu ilaçları alanlarda nasıl ve ne zaman ölçüm yapılacağı konusu  önümüzde bir problem olarak durmaktadır. Biyoidentikal hormon alan kişilerde takip kandaki ölçümlerle takip edilemez, çünkü kanda ölçülen hormonlar bağlı  hormonlardır. Bu tür ilaç kullananlarda serbest hormon ölçümü yapılmalıdır.  

Hormon ölçümleri seks, adet dönemi, yaş gibi birçok faktörden etkilenir. Özellikle seks hormonları erkek ve kadınlarda farklıdır. Aldosteron, progesteron, östrojen hormonları ile FSH ve LH adet zamanına göre değişimler gösterir. Aldosteron hormonu luteal fazda daha fazla yükselir.  Yaşla birlikte DHEAS, androstenedion ve kortikosterone de azalmalar olur. 

Hormonların ölçümü çoğunlukla sabah aç karnına yapılır. Hormonlar gün içinde farklı salgılandığı için en iyisi aç karna sabah saat 08.00-10.00 arasında ölçüm yapılmasıdır. 

Hormon ölçümü sırasında kan veren kişinin sakin olması bazı hormon ölçümleri için önemlidir. Aşırı stresli kişilerde kanda kortizol, ACTH, Aldosteron gibi bazı hormonlar yanlışlıkla yüksek çıkabilir. 

Hormon ölçümü için kan verecek kişiler en az 2 gün önce kullandıkları vitamin, mineral ve diğer besin desteklerini kesmelidir. Kullanılan ilaçlar ise kesilmez. 

G. Hormon ölçümüne fonksiyonel tıp yaklaşımı:

Kurutulmuş idrar örneklerinde hormon ölçümü ABD’de bazı  laboratuvarlarda kullanılmaya başlayan  ve fonksiyonel Tıp ile uğraşanların daha çok üzerindeki durdukları bir metottur. 

Kurutulmuş idrarda hormonların ölçümü (DUTCH- dried urine test for compehensive hormones) Mark Newman’ın ortaya koyduğu bir yaklaşımdır.  Kurutulmuş idrarda   hormon ve metabolitlerinin ölçülmesi esasına  dayanarak  hastanın değerlendirilmesi esas alınır. Bu hormon panelinde free kortizol, free kortizon, kreatinin, tetrahidrokortizon, alfa-tetrahidrokortizol, beta-tetrahidrokortizol, DHEAS, progesteron metabolitleri (alfa pregnanediol, beta -pregnanediol,),  androjenler ve  metabolitleri  ( DHEAS, etiokolanon , androsteron, testosteron, 5-alfa dididrotestosteron, 5alfa-androstenediol, 5-beta-androstanediol, epi-testosteron); östrojen metabolitleri ( östron, östradiol, östriol, 2-OH-östron, 4-OH-östron, 16-OH-östron, 2-metoksi-östron, 2-OH-östradiol), 6-OH-melatonin sülfat ölçümleri vardır.  

İdrarda kortizol ölçümü için idrar kağıtlara emdirilir. Bunun için uyanınca, sabah, öğleden sonra ve gece yarısı örnekler alınır. Uyanma sırasında alınan örnekteki kortizol gece salgılanan total free kortizolü yansıtır. Uyandıktan 2 saat sonra alınan örnek   uyanmaya cevap olarak oluşan ve günün en fazla kortizol salınımının yapıldığı dönemi yansıtır. Günde 4 defa alınan bu örneklerde yapılan ölçümler toplamı ile günlük free kortizol ölçümü değerlendirir. Bunlar 24 saatlik idrar serbest kortizolüne paralellik gösterir.  İdrarda ölçülen kortizol metabolitleri ölçümüne   metabolize kortizol denir bunlar en fazla atılan tetrahidrokortizon (b-THE) olmak üzere, alfa-tetrahidrokortizol (a-THF), beta-tetrahidrokortizol (b-THF)’ dür. Doku kortizolünü değerlendirmek için serbest kortizol kullanılırsa da bu sadece total üretilen kortizolün %1-3’nü yansıtır. O yüzden idrardan atılan metabolitler total kortizol üretimini daha iyi yansıtır. Total üretim yani idrarla ölçülen kortizol metabolitleri yani metabolize kortizol serbest kortizolden yüksekse kortizol atılımı artmış veya temizlenmesi artmış demektir. Bu hipertiroidi ve obezitede görülür.  

İdrarda çok az progesteron olduğu için çoğunlukla b-pregnanediol metaboliti kullanılır çünkü en çok idrarda o bulunur.  Bu arada a-pregnadiol de ölçülür ve ikisinin ortalaması progesteron olarak rapor edilir. Ancak hasta progesteron ilacını ağızdan alırsa  bu metabolitler bağırsakta metabolizma olduklarından idrarda yüksek olarak çıkarlar ve serum progesteron seviyesini doğru olarak  yansıtmazlar. Menopozdaki bir kadında progesteron yüksekliği adrenal bir problem olduğunu gösterir.

Östrojen karaciğerde metabolize olur ve 3 türlü faz-1 reaksiyona girer. Bunlardan biri 2-OH yolağı olup en güvenilir olandır ve 2-OH (2-hidroksi östron) metabolitleri  anti-kanser özelliği vardır. İkinci yol 4-OH (4-hidroksi östron) metabolitler  olup   genlere en çok zarar veren metabolitlerdir. Üçüncü östrojen parçalanma yolağı 16-OH (16-hidroksi östron) yoludur. 16-OH-E1, östrojen metabolitlerin en çok östrojenik etkiye sahip türüdür (estriol den zayıftır). Tüm östrojen seviyesi yüksekse yüksek östrojen semptomları oluşur. 2-OH-E1/16-OH-E1 oranı yüksekse kemik kaybı daha fazladır. Çünkü 2-OH nin östrojenik aktivitesi azdır. Bu üç metabolitin oranlarına ve bunların E1 ve E’ ye oranlarına bakılarak değerleme yapılır. Eğer bu üç metabolit yüksek ama E1 ve E2 den düşükse östrojen iyi metabolize olamıyor veya temizlenemiyor demektir. Bu da yüksek E1 ve E2 ye neden olur.  2-OH yolağı aktiflemek için  veya artırmak için DIM veya Iindol-3-Carbinol kullanılır. Bunlar karnabahar gibi sebzelerde vardır. Bu besin ve destekleri fazla östrojeni azaltırlar. Östrojenin Faz II metabolizmasında metilasyon olur. 4-OH ve 2-OH östrojenler (16-OH olmaz)  metilasyona uğrayarak aktivitelerini kaybeder ve  yok edilirler. Metil donorü veren gıdalar az tüketilirse ki bunlar B12, folat ve B6 eksikliklerinde olur. Bu metilasyon sırasında mağnezyum mineraline ihtiyaç vardır. Yine MTHFR defekti olanlarda metilasyon olmaz. 

Androjenler idrarda DHEAS, androstenedion ve etiokolanone olarak bulunur. DHEA üretimini değerlendirmek için bu 3 metabolitin ölçülmesi gerekir. Bunlar toplanır.  DHEA üretimi yaşla azaldığından buna göre değerlendirilir. DHEA yüksekliği androjen fazlalığı semptomları olan yağlı cilt, akne, uyku problemleri, baş ağrısı ve ruhsal sıkıntılarla birlikte olur. Yüksek DHEA seviyeleri insülin, stres, prolaktin yüksekliği, alkol ve dikkat eksikliği ilaçları, xanax ve Wellbutirin gibi ilaçlar nedeniyle olabilir. Yüksek DHEA düzeyleri Akdeniz diyeti, stres azaltma teknikleri, Aswaganda gibi besin destekleriyle tedavi edilebilir. Bazı kişilerde DHEA veya testosteron yüksekliği olduğu halde klinik olarak şikâyet olmayabilir.  Bunlarda enflamasyon DHEA’nın ileri steroid dönüşümünü yani DHEAS ‘ye  dönüşümünü bloke etmiş demektir. Eğer DHEAS seviyeleri androstenedion ve etiokolanonedan düşükse kronik enflamasyon var demektir. Sülfür yetmezliğinde de androjen oluşur ancak DHEAS az veya yetersizdir. Kadınlar DHEA nın çoğunu adrenal bezde yapar ve bunun bir kısmı testosterona dönüşür. Menopoz öncesi kadınlarda çok az testosteron overde de yapılır. Kadınlarda testosteron seviyesi yaşla biraz düşer ancak bu düşme DHEA kadar bariz değildir. 

Testosteron ise iki şekilde metabolize olur. Bunlardan biri 5-alfa-redüktaz ile 5 alfa dihidrotestosterone (DHT) dönmesidir. DHT ise testosterondan 3 kat daha potenttir. DHT yüksekliği yüksek testosteron belirtileri oluşturur. Eğer testosteron 5-beta redüktaz tarafına doğru metabolize olursa etiokolanolan oluşur ki bunun androjenik etkisi zayıftır. Testosteron düşüklüğünde enerji düşüklüğü, motivasyon azlığı, kaslarda zayıflama ve libido azlığı olur. Bayanlarda düşük testosteron için besin destekleri çinko, maça, tribulus olabilmektedir. Testosteron ileri metabolitleri olan 5alfa-androstenediol ve 5b-androstenediola da bakılabilir.

Östrojen ve progesteron hormonlarının metabolitleri (2-OH-E1 gibi) ölçme imkânı vardır. Yine idrarda dihidrotestosteron ölçülebilir. 

Tükürükte ve idrarda kortizol ölçümü yapılarak  kortizol metabolizması hakkında bilgi alınır. 

Örneğin depresyondaki bir hastada idrarda kortizol atılımı az ancak kanda yüksek ise kortizolün temizlenmesinde bir problem vardır; karaciğer kortizolü yeteri kadar metabolize edemiyor sonucu çıkar. Aynı durum hipotiroidide de oluşur.

Bu ölçümlere göre tükürükte  free (serbest) kortizolü düşük ancak  idrar  kortizolü  yüksek olduğu durumlar şunlardır: Obezite, insülin direnci, hipertiroidi, uzun süre kortizon kullanımı, tiroid hapının dozunun yüksek olması.

Hipotiroidi metabolizma yavaşladığından idrarda kortizol düşük, tükürükte  serbest kortizol yüksektir. 

Enflamasyon durumunda DHEA dan DHEAS a dönüşüm azalır. Yani sulfatlanma bozuktur. Kanda DHEAS enflamasyon durumunda azalır. Vücut yeteri kadar DHEA yaptığı halde kanda DHEAS düşük çıkar. Bu durumu anlamak için idrarda DHEA metabolitlerine bakılır. Aynı durum enflamasyonda östrojen için de oluşur. Enflamasyonda androjenler aromatizasyonla östrojene dönüşür ve bu dönüşüm artar. Bu artan östrojenin vücuttan atılıp  atılmadığını idrarda östrojen metabolitlerine bakılarak durum anlaşılır. İdrarla atılmıyorsa fazla östrojen meme ve diğer dokularda yan etkiler oluşturur.  

Kronik streste oluşan hipotalamus-hipofiz-adrenal aksında bozulma vardır. Sürekli artan kortizol düzeylerine hipofiz ve hipofizde duyarsızlık gelişir ve direnç oluşur. Bu nedenle kanda kortizol devamlı artar. Bu hastalarda kortizol son aşamada düşer gibi olursa da bunların yarısında idrarda kortizol metabolitlerinde artma vardır. Yani aslında kortizol üretimi vardır. Problem kortizolün hızla işlem görmesidir. Kronik stresteki kişilerin tükürük serbest kortizolü ve kuru idrarla yapılan kortizol ölçümlerinde yükseklik vardır ve bu durum hipotalamus-hipofiz-adrenal aksının aktive halde olduğunu gösterir.

Obezite durumunda kortizol metabolitleri idrarda artar. İdrarda kortizol ölçümleri yüksektir, ancak  tükürükte serbest kortizol ölçümleri düşüktür.  

Kadınlarda menstruasyon değerlendirilirken günde 4 defa idrar toplaması yapılır. Âdet kanamasının başladığı gün birinci gün kabul edilip 19-22. günler arasındaki bir günde idrar örneği toplanır. Aynı şekilde kortizol ritmini anlamak için günde 4 kez örnek toplanır. 

Bioidentikal hormon replasmanı sırasında hormon takibinde sıkıntılar vardır. Vajinal yolla testosteron verilen 2 kadından birinde 8. Saatte hormon pik yaparken diğerinde 2-3. Saatte pik yapabilir. 

Tükürükten ölçülen kortizol total kortizol üretiminin ancak %2-5’ini yansıttığından total kortizol üretimi hakkında bilgi vermez. Üretilen kortizolün yaklaşık %70’i idrarla atılır. İdrarda ölçülen kortizole metabolize olmuş kortizol denir.  Tükürükte ölçülen free kortizol, kortizol üretiminin en iyi markeri değildir. İdrarla atılan metabolize kortizol ise iyi bir markerdir.
×