İyi beslenmemek, az su içmek, uykusuzluk, hareketsizlik, kronik stres, düşük şeker, düşük tansiyon, kronik enflamasyon (iltihap), kaslarda asidoz, bağırsak mikrobiyatasının bozulması, kanda sodyum düşüklüğü , vitamin ve mineral eksiklikleri, psikolojik rahatsızlıklar, aşırı egzersiz ile kaslarda kreatin azalması, kas krampları, çok az tuz yemek, aşırı kahve, beyin faaliyetlerinin optimal olmaması, ve hormonal değişimler yorgunluğu tetikler. Yorgunluğun en sık nedeni dehidratasyon yani vücudun susuz kalması, diğer bir deyişle su içmemektir. Her gün 2,5 litre su içilmesi gerekir.
Bazı hormon hastalıklarında yorgunluk ortaya çıkar. Bunların başlıcaları tiroid yetmezliği (hipotiroidi), böbrek üstü bezi yetmezliği (Addison hastalığı) yani kortizol hormon eksikliği, kan şekerinde görülen düşmeler (reaktif hipoglisemi) , kadında östrojen azalması (menopoz) , erkekte testosteron azalması, insülin direnci, kadında testosteron artması (Polikistik over) , leptin direncidir.
Tiroid bezi yetmezliği olan kişilerde yorgunluk ve halsizlik sıklıkla bulunur. Tedaviyle bu şikayetlerde düzelme olur. Bununla birlikte tiroid yetmezliği olan hastalarda sıklıkla birlikte bulunan kansızlık (anemi) de yorgunluğun önemli bir nedenidir. Tiroid bezi yetmezliğinde özellikle B12 vitamini ve demir eksikliği sık görülür. Kansızlığın tiroid bezi yetmezliğiyle birlikte tedavi edilmesi yorgunluğun düzelmesine katkıda bulunur.
Böbrek üstü bezinin az çalışması (kortizol hormonu eksikliği) da yorgunluk yapan önemli bir hormon bozukluğudur. Bazı Hashimoto tiroiditli hastalarda tiroid bezi yetmezliği ve böbreküstü bezi yetmezliği birlikte bulunabilir. Eğer bu durum fark edilmez ise tiroid ilaçlarıyla yapılan tedavi yorgunluk ve bitkinliği iyice artırabilir. Tiroid hormon ilacı alınca durumu kötüleşen yani yorgunluk ve bitkinliği artan kişilerde kan kortizol hormonuna bakılarak böbreküstü bezinin az çalışıp çalışmadığı kontrol edilir. Kortizol eksikliği varsa doktorunuz size önce kortizon ilacı verir ve sonra tiroid ilaçları alırsınız.
Östrojen seviyesi düşen kadınlarda gece terleme, yorgunluk, tekrarlayan mesane iltihabı, vajinal kuruluk, sıcak basması ve depresyon sık görülür. Menopoz ve pre-menapoz evresinde östrojen azalınca kortizol salınımı artar ve yorgunluğu tetikler. Östrojen yatıştırıcı etkiye sahiptir. Menopoz veya peri-menopoz döneminde progesteron azlaması da bu etkiyi artırır.
Kadınlarda kanda testosteron yükseldiğinde yüzde ve vücutta tüylerde artma, akne, yumurtalıklarda kist (polikistik over sendromu), kan şekerinde düşme ve yükselmeler, adet düzensizliği, adet sırasında ağrı ve kramplar, huzursuzluk ortaya çıkar.
Kadınlarda testosteron hormonu çok az salınır. Ancak bu testosteron salınımında ve DHEA da azalma olursa cinsel isteksizlik, yorgunluk ve kilo alımı olabilir.
Erkeklerde yaşla birlikte testosteron azalır. Genç yaşta azalırsa huzursuzluk, yorgunluk, sertleşme problemi, cinsel isteksizlik, memelerde büyüme ortaya çıkar.
Leptin hormonu yağ hücrelerinden salgılanan ve iştahı kesen bir hormondur. Leptin hormonu kilolularda yükselir ve bir süre sonra iştahı önleyemez hale gelir ve iştah artar. Bu duruma leptin direnci denir. Leptin direncinde kilo alımı, yeme atakları, stres de yükselme, kilo vermede zorluk ortaya çıkar.
İnsülin direnci ve bunun sonucu ortaya çıkan reaktif hipoglisemi yani kan şekerindeki düşmeler kişiyi yorgun halsiz yapar. Sabah kalkmada zorluk, yemek sonrası uyku gelmesi, unutkanlık, bazen ellerde titreme, görmede bulanıklık, çabuk öfkelenme, kahve bağımlığı ve sinirlilik oluşur. Bu kişiler sık idrara gider, çok susar ve huzursuzdurlar. Kilo vermede zorlanırlar.
Diyabet hastalığı da kişilerde yorgunluk yapar.
Şeker hastalığı ve bazı enfeksiyonlar da önemli yorgunluk nedenidir. Yorgunluk ayrıca kalp, böbrek, bağırsak, nörolojik hastalıklar (Parkinson, ALS gibi), romatoid artrit ve diğer organ hastalıklarında da görülebilir.
Aşırı çalışma, stresli bir yaşam, uykusuzluk ve depresyon yorgunluğun önemli nedenlerindendir.
Aşırı kilo alma ve uykuda kısa süreli nefes durması ( uyku apnesi) sabahları sersemlemiş bir şekilde ve yorgun kalkmaya neden olur.
Hareketsizlik, spor yapmamak ve beslenmenin bozuk olması da önemli yorgunluk nedenleridir.
İnternet sitelerinde yer alan ve alternatif tıpçılar tarafından ‘’Adrenal yorgunluk’’ adı verilen semptomlar kümesi vardır. Onlara göre kronik stres adrenal bezde uzun zaman içinde yetmezlik yapmaktadır. Adrenal yorgunluk tanımı Amerikan Endokrin Derneği tarafından kabul edilmiş bir hastalık tanımlaması değildir. Halsizlik, yorgunluk, sabah zor kalkmak, tuzlu ve şekerli gıdalara saldırı, enerji bitmesi, seks isteğinin azalması, ayağa kalkınca baş dönmesi, hafif depresyon, unutkanlık, çeşitli enfeksiyonlara yakalanma ve bunların zor iyileşmesi gibi şikayetlerin bir kişide olmasına ‘’Adrenal Yorgunluk ‘’ adını vermişler ve tıp doktorlarının bu tanıyı bilmediklerini iddia etmektedirler. Aslında adrenal yorgunluk olarak ifade edilen durum hipotalamus-hipofiz-adrenal aksının baskılanması halidir. Bu tanıyı koyacak kesin bir test olmayıp, bunların bazıları tükürük kortizol salınımına bakmakta ve kişilere kortizon vermektedir. Oysa kortizon ilacı rastgele kullanılacak bir ilaç olmayıp görülen iyilik hali kısa süreli olur ve uzun süre kullanılırsa osteoporoz, glokom, myopati, şeker yükselmesi, psikiyatrik hastalık riskinin artması, uyku bozukluğu ve kalp damar hastalığı geliştirme riski vardır. Bu şikayetlerin bir kısmı adrenal yetmezlikte olabilirse de hepsi olmaz ve adrenal yetmezliğin tanınması için hormon ölçüm ve test metotları vardır. Adrenal yorgunluk veya tükenmişlik sendromu denilen kişilerde buna neden olabilecek diğer hormon yetersizlikleri, karaciğer ve böbrek bozukluğu, otoimmün hastalıklar, aşırı çalışma, gece çalışması, kronik akciğer hastalığı (KOAH) , uyku apnesi, mental hastalık olup olmadığı iyice araştırılmalıdır. Adrenal yetmezlik olup olmadığını anlamak için insülin tolerans testi veya IV cosyntrosin test ile bezin kortizol salma rezervi değerlendirilmelidir. Ayrıca ACTH, DHEAS ve kortikosteron ölçümleri yapılmalıdır.
Yorgunluk İçin Ne yapmalı?
Hormon seviyelerinizi (özellikle TSH, kortizol, ACTH), açlık ve tokluk şekerinizi, vitaminlerinizi (özellikle B12, folik asit, D vitamini) , minerallerinizi (özellikle ferritin, mağnezyum, kalsiyum, sodyum, potasyum) ve kan sayımınızı yaptırınız.
Mağnezyum eksikse mağnezyum glisinat veya mağnezyum threoanat faydalı olur.
Folik asit ve B12 eksikliğinde metilfolat ve metilkobalamin alabilirsiniz. Homosistein yüksekse buna piridoksal 5’ fosfat ekleyebilirsiniz.
Kronik yorgunluğu ve fibromiyaljisi olup hiçbir nedenin bulunamadığı kişilerde D-Riboz desteğinin faydalı olabileceği iddia edilmiştir.
Demir eksikse gün aşırı aç karna demir alabilirsiniz. Gün aşırı demir alımı demir depolarını emilimi artırarak daha faydalı olur.
Doktorunuz önereceği ilaç, vitamin, mineral veya ve besin desteklerini alınız
Egzersize başlayınız.
Akdeniz diyeti yapınız. Et az daha çok bitkisel ağırlıklı beslenin ve soğuk sıkım zeytinyağı, şalgam suyu, kırmızı pancar kvas, kefir gibi fermente gıdalar tüketiniz.
Fast food gıdalardan, işlenmiş gıdalardan uzak durunuz ve tencere yemeği yiyiniz
Kafeini azaltınız. Çay ve kahve az içiniz.
Su ve maden suyu içiniz. Günde 2,5 litre su içiniz.
Tatlı isteği gelince çiğ badem, ceviz, kuru erik, zeytin, peynir yiyiniz.
Erken yatıp erken kalkınız ve en az 7 saat uyuyun.
Bağırsak problemleri, gaz, ishal veya kabızlık varsa doktorunuzun önereceği probiyotik alabilirsiniz.
Melatonin hormonunu artırmak için gece mavi ışıktan uzak durunuz ve bilgisayar ve diğer aletleriniz uygun programlar yükleyip önlem alınız.