Hormon hastalıkların bir kısmı bağışıklık sistemindeki bozukluktan dolayı ortaya çıkar ve bu duruma otoimmün hastalıklar denir. Bu hastalıklarda vücut kendi salgı bezini yabancı doku olarak algıkayıp ona karşı antikorlar gelişir ve bu antikorların ve diğer mekanizmaların devreye girmesiyle salgı bezi tahrip olur ve hastalıklar ortaya çıkar.
Bağışıklık sistem bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan başlıca hormon hastalıkları olarak Tip 1 diyabet, Hashimoto hastalığı, Graves hastalığı (tiroid bezinin çok çalışması) , sebebi bilinmeyen paratiroid bezi az çalışması (idiopatik hipoparatiroidi), Addison hastalığı (böbreküstü bezi az çalışması), primer over yetmezliği ( yumurtalık yetmezliği) ve hipofiz bezinin iltihabı (hipofizitis) vardır.
Kabaca bağışıklık sistem bozukluğu dediğimiz otoimmün hastalıkların en önemli özelliklerinden birisi kanda devamlı ve aşırı miktarda sitokin denen iltihap yapıcı maddelerin üretilmesi ve bunların hastalığın geilişimi ve hızlanmasında rol oynamasıdır. Bu nedenle tedavide bu artan sitokinlerin etkisini nötralize edecek tedaviler uygulanır. Son yıllarda mikroRNA moleküllerinin birçok dokuda gen dizilimine etki ettiği ve bunların da birçok otoimmün hastalıkta değişiklik gösterdiği ve otoimmün hastalık gelişiminde rol oynadığı ve iltihap yapıcı sitokinlerden IL-17, IL23, interferon ve IL-10 nu artırdığı saptanmıştır. Anormal DNA metilasyonu, sitrilasyon, karbamilasyon, histon modifikasyonu, otofaji gibi birçok temel bozukluklar altta yatar.
Yapılan araştırmalar beyin-sinir--hormon (nöro-endokrin) ve immün sistem (bağışıklık sistemi ) arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Hormonlar bağışıklık bağışıklık sisteminin gelişimi ve fonksiyonunda görev yapar. Bağışıklık sistemi hücrelerinde de hormonların bağlandığı reseptörler olduğu gibi yani hormonlar bunlara bağlandığı gibi kendileri de hormon salgılar. Bağışıklık sistemi hücrelerinde prolaktin, büyüme hormonu, östrojen, testosteron ve kortizol hormonlarının bağlanacakları reseptörler vardır. Bu nedenle bağışıklık sistemi hormon salınımını etkiler. Buna karşılık endokrin sistem hücrelerinde bağışıklık sisteminin ürettiği sitokin denen maddelerin bağlanacağı reseptör olduğu gibi kendileri de bağışıklık sistemi gibi sitokin üretir ( özellikle iinterlökin-1 ve interlökin-6). Kısacası endokrin sistem ile bağışıklık sistemi arasında yakın ilişki ve etkileşim vardır. Büyüme hormonu ve IGF-1 sistemi de bağışıklık sistemi düzenlenmesinde büyük rol alır. Hormonlardan kortizol, DHEAS, östrojen, testosteron, D vitamini, melatonin,, büyüme hormonu ve prolaktin hormonu bağışıklık sistemini etkiler. Östrojen hormonu multipli skleroz ve romatoid artritte koruyucu iken lupus hastalığında hastalığı kötüleştirici etkiye sahiptir. Leptin hormonu bağışıklık sistemini aktive eder ve azaltılması faydalı olur. Progesteron ve testosteron ise bağışıklık sistemini koruyucudur.
Bağışıklık sistem bozukluğu hastalığı yani otoimmün hastalıkların nedeni çok iyi anlaşılamamış olmasına rağmen mozaik şeklinde yani çok nedene bağlıdır. Bu nedenler arasında bağırsak mikrobiyatasının bozulması, ailesel eğilim, genetik, çevresel toksik etkenler, virüs , bakteri ve parazit enfeksiyonları gibi nedenler başta gelmektedir. Kadınlarda erkeklerden daha çok görülür. Aslında bilim çevreleri bunları 4 ana başlıkta toplar. Bunlar: 1) genetik nedenler, 2) immün defektler (bağışıklık sistemindeki bozuklar), 3) hormonal nedenler, 4) çevresel faktörler
Otoimmün hastalık gelişimine neden olabilen mozaik faktörler daha detaylı olarak şöyle sıralanabilir:
1. D vitamini eksikliği ve güneş az olan ülkede yaşamak, gebelikte D vitamin eksikliği olması. Ekvatordan kuzeye, kutuplara gittikçe otoimmün hastalık artar.
2. Anne sütü emmemek
3. Çocuklukta aşırı hijen ortamıonda büyümek
4. Bağırsaktaki bakteri dengesinin bozulması-disbiyozis
5. Kronik stres ve travma ve buna bağlı hipotalamus-hipofiz-kortizol ekseninde bozulma
6. Toksik maddelere maruz kalma ve ağır metal zehirlenmesi
7. Proteinlerdeki glikazilasyon, glüten hassasiyeti olması
8. Oksidatif stresin artması
9. Genetik eğilim. HLA-DR1 geninin bulunması eğilim yaratır.HLA-DR3 tiroid hastalığına eğilim yaratır.
10. Ailesel özellik vardır. Hashimoto ve lupus ailesel özellik gösterir.
11. Virüs, bakteri, parazit enfeksiyonları: Epstein Barr virüsü ve tenya. Tenya endocannabinoid üreterek immun sistemde modifikasyon yapar.
12. Sigara , nargile içmek: bunların içinde bulunan alüminyum, arsenik, kadmiyum gibi ağır metaller otoimmün hastalığı tetikler.
13. Plastiklerde bulunan bisphenol gibi maddeler otoimmün hastalığı tetikler
14. Kötü beslenme, trans yağ, işlenmiş gıdalar , şekeri gıdalar Omega-3 alım yetersizliği Tip-1 diyabeti tetikler.
15. Obezite ve artmış yağ dokusu otoimmün hastalığı tetikler. Yağdan salgılanan ve kanda artan aP2 (FABP4), leptin, resistin ve visfatin gibi hormonlar otoimmün hastalığı tetikler.
16. Sıvı alımının az olması
17. Hareketsizlik.
18. Prolaktin yüksekliği: prolaktin yüksekliği olanlarda otoimmün hastalık sık görülür. Uzun sürte emziren annelerde prolaktin yüksek olup bunun otoimmün hastalığı tetikleyip tetiklemediği araştırılmaktadır.
19. Kullanılan bazı ilaçlar otoimmün hormon hastalıklarını ortaya çıkabilir.
20. Vücuda yerleştirilen implantlar , biyomateryaller ve meme silikonları otoimmün hastalığı tertikler. Buna adjuvanlar tarafından oluşturulan otoimmün-enflamatuvar sendrom (ASIA) ( autoimmune/inflammatory syndrome) denir. Bu kişilerde yorgunluk, hafıza zorluğu, eklem ağrıları, kas ağrıları, ateş, göz kuruması, ağız kuruluğu oluşur. Bu durum kronik enflamatuvar -iltihap oluşturduğu gibi alerjik hastalıklar ve otoimmün hastalıkları tetikler.
21. Koku alımında bozukluk. Koku almayı sağlayan olfaktör sistemde bozukluk otoimmün hastalığı tetikler. Hipotiroidi oluşanlarda koku ve tat alma bozukluğu vardır. Tedaviyle düzelir.
22. Kahve içmek otoimmün hastalıkları tetikler.
23. Düşük doz UV ışığı otoimmün hastalığı önler, yüksek doz tetikler. Sedef te faydalı olurken lupus da azararlı olur.
24. Cannabis otoimmün hastalığı önler.
25. Mevsimsel değişiklik otoimmün hastalığı tetikler. Melatonin hormonunun da bunda etkisi vardır.
26. Dizel araçların egzos gazı özellikle akciğerde otofaji ve sitrullinasyonu artırarak zararlı olur.
27. Bağışıklık sistemi bozuk olanlarda apandisit ameliyatı hikayesi, bademcik sorunları ve ameliyatı hikayesi, düşük tansiyon ve düşük şeker, ağızda yara sık oluşması, lenf bezlerinde şişme (lenfadenopati) öyküsü çok sık görülür.
Bazı Otoimmün Hormon Hastalıkları hakkında Kısa Bilgiler:
Tip 1 Diyabet:
DAISY isimli çalışmada Tip 1 diyabet gelişiminde çocuklarda omega-3 alım azlığı ve çok erken ( 3ay dan önce) tahıla başlanmasının hastalığın başlangıcında etkili olduğu bulunmuştur. Bu nedenle Tip 1 diyabet gelişme riskinde olan çocuklara omega-3 başlanması hastalıktan korunma için önemlidir. Ayrıca D vitamini de koruyucudur. Tip1 diyabet gelişimi önceden tahmin edilebilir bir hastalıktır. GAD65 antikoru, insülin antikoru , IA-2 (adacık hücre) antikoru ve çinko antikoru (ZnT8) yüksekse Tip 1 diyabet gelişme riski vardır. Bu antikorlardan ikisi yüksekse Tip 1 diyabet gelişme riski % 90’dır.
Otoimmün Tiroid Hastalıkları:
Tiroid hastalıklarında TSH reseptör antikoru, Anti-TPO antikoru ve Anti-tiroglobulin antikoru yükselir. Graves hastalarında TSH-R artışı tipiktir diğer antikorlar da artar. Hashimoto hastalığında daha çok Anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikor artar.
Addison Hastalığı:
Addison hastalığında kanda 21-hidroksiloz antikoru yükselir. Tip 1 diyabetli hastalarda, hipoparatiroidisi olanlarda ve poliendokrin otoimmün hastalaığı olanlarda 21-hidroksilaz antikor tayini taraması yapılması adrenal yetmezliği önceden tanımak için faydalı olur. Addison hastalarının % 40-50’sinde diğer bir bağışıklık hastalığı yaşamları süresince ortaya çıkabilir. Addison hastalığı çıkmadan önce kanda Renin hormon artışı ilk ortaya çıkan anormalliktir.
İdiyopatik Hipoparatiroidi:
İdiyopatik Hipoparatiroidizm yani sebebi bilinmeyen paratiroid hormon azlığı ve buna bağlı kalsiyum düşüklüğü Hashimoto hastalığı olan kadınlarda daha sık görülür. Bu hastaların kanında NALP5 antikoru yüksek bulunmuştur. NALP5 Bu bir paratiroid hormon antijenidir. Bu hastalarda ayrıca kalsiyum duyarlı reseptör antikorları da yükselir.
Primer Over Yetmezliği:
Primer over yetmezliği 40 yaşından önce yumurtalıkların çalışmaması ve yetmezliğe girme durumudur. Bu hastaların bir kısmında adrenal yetmezliği bulunabilir. Steroid hücre antikorları yumurtalıktaki granulosa hücreleriyle reaksiyona girmekte ve ooforit denen iltihabi durum ve yetmezlik yapmaktadır. Primer ovaryal yetmezliği olan hastaların % 90’nından fazlasında adrenal bez yetmezliği yoktur. Bunların % 14’ün tiroid antikorları yüksek bulunur. Addison hastalığı birlikte olmayan primer over yetmezliği hastalarıonın yaklaşık % 10’unda over follikülleri sağlamdır ancak gonadotropi,n hormonlara (FSH ve LH) cevap yoktur. Bunlara rezistan over sendromu denir.
Hipofiz Bezi İltihabı:
Hipofiz bezinde lenfositlerin hücumuyla oluşan hipofiz bezi iltihabı (hipofizitis) bir bağışıklık sistemi hastalığıdır ve bunların bir kısmında hipofiz antikorları saptanır. Çok nadiren Pit-1 antikorları ortaya çıkar.
İlaçların Neden Olduğu Otoimmün Hastalıklar:
İnterferon alfa; hepatit C virüs hastalarında uygulanan bir ilaçtır. Bunu kullanan hastaların % 5-10’unda Hashimoto ve Graves hastalığı gelişebilir. Bazen pankreas adacık antikorlarını artırabilir.
Kanser tedavisinde kullanılan IL-2 tedavisi sırasında da % 16 oranında Hashimoto ve tiroidit ortaya çıkabilir.
Kanser tedavisinde kullanılan Ipilimubab ilacı bir CTLA-4 antikoru olup % 5 oranında hipofiz iltiahabı ve hipotiroidi yapar.
Multipli skleroz tedavisinde kullanılan Campath-IH ilacı CD-52 antikoru olup bunu alnalarda Graves hastalığı, ve Tip 1 diyabet çıkabilir.
HIV enfeksiyon tedavisinde kullanılan antiretroviral tedavi (HAART) Graves hastalığını tetikler.
Otoimmün hastalık Önlemek İçin Ne yapılmalı
1. D vitamini desteği almak. Çinko eksikliği olup olmadığına bakılmalı
2. Eksik vitamin ve mineralleri tamamlanmalı
3. Bağırsak sağlığını korumak. Fermente gıdalar yemek. Dışkı analizi, nefes metan analizi yaptırmak
4. Kozmetik, plastik ürünler, temizleyiciler, kişisel bakım ürünleri, makyaj malzemeleri, saç boyalarından uzak durun
5. Enfeksiyon olup olmadığını araştırmak
6. Gluten hassasiyeti varsa buğdaylı ürünleri kesmek
7. Ağır metal analizi yaptırmak
8. Stresi azaltmak
9. Sigara, nargile içmemek
10. Çay, kahve az içilmelidir
11. Çok su içmek
12. Akdeniz diyeti yapmak, fazla kiloları vermek
13. Egzersiz yapmak
14. Zerdaçal (Curcumin) ve içinde capsaicin bulunan baharatlar kullanmak, deniz balığı yemek