Tiroid Bezi ve Tiroid Hormonları
Tiroid bezi boynumuzun ön tarafında bulunan ; T4 ve T3 isimli tiroid hormonlarını yapan ve kan dolaşımına salan  kelebek şeklinde bir  salgı bezidir.   Tiroid bezinin görevi tiroid hormonlarını üretmek, depolamak ve gerektiğinde kana vermek ve böylece vücudun fizyolojik olaylarını çalıştırmaktır. 


Tiroid bezi  15-20 gram kadar ağırlığında  ve bir ceviz büyüklüğündedir.  Boynun ön tarafında cildin altında bulunur. Tiroid bezi kelebeğe benzer  ve  kelebeğin kanatları sağ ve sol lob olarak adlandırılırken, bu iki lobu birleştiren ortadaki  kısma   istmus adı verilir. Her lob 4 cm uzunluğunda  ve 1-2 cm enindedir.


Tiroid bezi adem elması denen nefes borusu çıkıntısının (gırtlak) tam arkasındadır ve yutkunmakla aşağı yukarı hareket eder. Doktorlar muayene sırasında bu nedenle yutkunmanızı isterler.
 



Şekil 1: Normal Tiroid Bezi



Tiroid bezi gıda ve suyla alınan iyod minerali ile tiroid hormonları yapan bir organdır. Su ve gıdalarla alınan iyod bağırsaklardan kana geçtikten sonra boynumuzda bulunan tiroid bezine gelir ve tiroid hormonlarının üretilmesinde kullanılır. Tiroid bezine giren iyod burada tirozin isimli aminoasitle birleşerek T3 ve T4 adı verilen tiroid hormonlarının oluşumunu sağlar. T4 hormonun yapısında dört tane iyod molekülü olduğu için T4; T3 hormonun yapısında ise 3 tane iyod molekülü  olduğu için T3 adı verilmektedir. Tirozin aminoasiti ise yediğimiz proteinli gıdalarla sağlanır.  Vejetaryen beslenenlerde tiroizin amino asit yetmezliği olabilir.  Görüldüğü gibi tiroid hormonlarının yeteri kadar yapımı için protein ve iyodun gıda ve suyla  vücuda yetecek kadar alınması gerekmektedir. Tirozin aminoasitinin iyodla birleşmesi olayını  C vitamini ve B2 vitamini kolaylaştırır.  Bezde oluşan T3 ve T4 hormonları  daha sonra kan dolaşımına salınarak vücudun bütün organlarına ve hücrelerine  girer ve etkilerini gösterir.


Bu basamakları aşağıdaki sırayla  açaıklamaya çalışalaım:


1. Tiroid Hormonlarının tiroid bezinde Hipofiz den gelen TSH hormonunun uyarısıyla  sentez edilmesi (yapılması)
2. Dolaşıma geçen hormonların kanda proteinlere bağlanarak hücrelere taşınması
3. Dokulardaki hücrelerde bulunan hücre  zarında bulunan  taşıyıcılar ile T4 ve T3’ün hücre içine sokulması
4. Hücre içinde T4 hormonunun  aktif T3 hormonuna veya frenleyici etki yapan aktif olmayan  rT3  hormonuna deiyodinaz denen enzimler ile çevrilmesi
5. Aktif T3 hormonunun hücre çekirdeğinde bulunan reseptör denen  alıcılara bağlanarak etkisini göstermesi


Tiroid bezinden  iki türlü tiroid hormonu salgılanır. Bunlardan  daha fazla salgılananı T4 (%80 oranında salgılanır), daha az salgılananı (%20’si) ise  T3 hormonudur.  Hücrelere giren ve etkili olan hormon T3 hormonudur; T4 hormonu hücreye girmez, bu nedenle aktif hormon değildir.  Bu nedenle T4 hormonu vücudumuzda  özellikle karaciğerde  ve diğer organlarımızda bulunan  deiyodinaz enzimleri ile T3 hormonuna dönüşmektedir.  Bu dönüşümün bozulması durumunda T3 yeterince oluşamaz ve tiroid hormonları etkisini gösteremez. 


Tiroid hormonları tiroksin (T4) ve T3  monoamin yapısındadır.


T4 ‘ün serumda yarılanma ömrü 7 gün, T3’ün  ise 1 gündür.


Tiroid hormonları  hücre metabolizması için çok büyük öneme sahiptir ve çeşitli dokularda karbonhidrat, yağlar ve proteinlerin  metabolizmasını düzenler.  Çok tiroid hormonu olması (hipertiroidi) metabolizmayı hızlandırır ve istirahatta enerji harcanmasında artma, kolesterolde düşme, yağ yıkımında artma ve kilo kaybı sonrası kanda şeker düzeyinde artma (glukoneogenez artışı) olur. Tiroid azlığı durumunda (hipotiroidi) metabolizma yavaşlar ve istirahttaki enerji harcanması azalır, kanda kolesterol artar, yağ yıkımı azalır ve glukogenez (amino asit ve yağ asitlerinden glukoz yapımı) azalır ve kilo alımı oluşur. Tiroid hormonları ayrıca hücrede enerji üreten mitokondriyumların fonksiyonunu ayarlar. 


Tiroid bezinden hormon yapımı gıda alımı yapılınca artar. Yemek yemeyince T3 üretimi ve TSH salınımı  azalır. Bu gıda alınca artan leptin ve insülin hormonlarının hipotalamusu etkilemesiyle ayarlanır. Altı günlük bir açlık sonrası tiroid hormon üretimi % 50 azalır. 


Tiroid bezinin  temel üniti follikül hücresidir. Follikül hücreleri istirahatte küboidal bir şekil gösterirken aktif halde  kolumnar şekil alırlar. Follikül hücrelerinin çevrelediği  boşlukta  kolloid adı verilen  ve  içinde tiroglobulin bulunan bir madde vardır. Tiroid hormonları  kolloid içinde depo edilir ve  bu depolanan hormon miktarı  bir insanın 100 gün kadar  ihtiyacına yeter.


Tiroid bezinin tiroid hormonlarını sentez edebilmesi için iyot elementine  gereksinimi vardır. İyot, vücutta tiroid bezinden başka tükrük bezleri ve  beyinde koroid plexusta bulunur.  T4’ün moleküler ağırlığının %65’ni ve T3’ün  % 58’ni iyot oluşturur. ‘’Moleküler iyot’’ denilince   I2  kastedilir. İyotlu tuzlarda ortalama 76 ppm iyot vardır. Diğer bir değimle 1 Kg iyotlu  tuzda 76 mg iyot vardır. 


İyot kaynakları   şunlardır:


1-Diyet: Su, iyotlu ekmek, iyotlu tuz, süt, et, multivitamin ilaçlar, radyokontrast maddeler, cilt antiseptikleri iyot kaynağıdır.
2-Periferik deiyodinasyon denen T4 den T3 oluşurken ortaya çıkan iyot
3-Tiroid bezinden iyot sızması (10-50 µg/gün)


Yeteri kadar tiroid hormon  sentezi için günlük en az 75 µg iyota ihtiyaç vardır.




Şekil 2. Tiroid bezinden %80 T4, % 20 T3 hormonu salgılanır


Tiroid   Hormonlarının Oluşum Basamakları


1-Tiroid bezine İnorganik  İyot  Geçişi ve Organik hale Dönüşmesi 
Dolaşımdaki inorganik iyot aktif olarak tiroid follikül hücresine geçmektedir.    Bu  geçişi Na-I symporter (NIS)  ve Apikal İyot Transporter (AIT)  denen kanallar  yapar. Bir bakıma bunlar pompa gibi çalışır ve iyodu içeri alır. Bu sırada Na-K-ATPaz enzimi aktif görev alır. NIS ile hücre içine iyot ve 2 sodyum girerken Na-K-ATP’az ile  3 Na hücre dışına çıkarken 2 K+ içeri girer.   Hipofiz bezinden salgılanan  TSH hormonu,  NIS  sayısını artırarak   beze iyot  geçişini  artırır. Yani TSH olmadan bu olay olmaz. Meme, tükrük bezleri, mide mukozası ve ovaryumda da NIS  kanalları vardır.  NIS  kanallarının çalışması TSH ve iyod tarafından düzenlenmektedir.  Hücreye iyot geçişini sağlayan NIS kanallarının (pompa)  iyi çalışması B2 vitamini ve C vitamini sayesinde olur. İnsülin ve IGF-1 hormonu ise bloke eder. Tiroid  follikül epitelinde bulunan Pendrin  adındaki bir protein de  klor/iyot  geçişi yapar.  Pendrin ise Tiroid, iç kulak ve böbrekte bulunur.  Görüldüğü üzere NIS ve Pendrin iyot metabolizmasında önemlidir.  İyot,  follikülün ortasında  bulunan boşluktaki tiroglobulin isimli proteine  bağlanır ve daha sonra  H2O2 (hidrojen peroksit)  varlığında TPO (tiroid peroksidaz enzimi) yardımıyla  okside olarak organik iyot haline gelir. Bu olaya  ‘’iyodun organifikasyonu’’  adı verilir. TPO (tiroid peroksidaz)  enziminin yapısınde demir vardır. Demir eksikliğinde TPO enzimi iyi çalışmaz ve hormon üretimi yetersiz olur.   TPO’nun iyotu oksitlemesi için H2O2’e (hidrojen peroksidaz)  ihtiyaç vardır. H2O2 ‘in tiroid bezinde üretilmesinde  NADPH enziminin  oksitlenmesine ihtiyaç vardır. Bu oksitlenme  kalsiyum iyonu varlığında NADPH oksidaz enzimiyle sağlanır. Bu enzim flavopreteinler ile çalışır ve FAD ‘ı kullanır.  FAD yani flavin adenin dinükleotid B2 vitamini yani riboflavin sayesinde çalışır.NADPH sayesinde H2O2 oluşur.  NADPH dan NADP oluşurken ortaya çıkan  süper oksit  anyonları (O2) süperoksit dismutaz ile H2O2 e dönüştürülür. TPO enzimi de bunu yani hidrojen peroksidazı kullanıp inorgonik iyodu organik hale çevirir.  B2 vitamini o nedenle tiroid hormon üretiminde önemlidir. Tiroid oksidazları  denen tiroid oksidaz 1 (ThOx1) ve  tiroid oksidaz 2 (ThOx2 ) proteinleri de iyodun  oksitlenmesine  katkıda bulunur. Yapıları TPO (tiroid peroksidaz) enzimine benzer.   Ancak bu  hidrojen peroksidaz  bir serbest radikal olarak hücreye zararlıdır ve anında glutatyon peroksidaz  enzimi  ile yok edilir. Yani çalışmalar myoinozitolün de oluşan hidrojen peroksidi yok etmede faydalı olduğunu göstermiştir.   Glutatyonun iyi çalışması ise selenyum ile olur. Diğer yandan TSH, NADPH oksidaz enzimini aktive ederek H2O2   üretilmesine katkıda bulunmaktadır. 


İyot organifikasyonunu  bloke edenler şunlardır: 


a-tiyosiyanatlar
b-perkloratlar (tiyosanatlardan 10-100 kat daha fazla NIS bloke eder) 
c-nitratlar


Bu  nedenle perklorate discharge (kovma) testi organifikasyon bozukluğunu saptamakta kullanılmaktadır.  Bu testte önce inorganik iyot verilir. Bu organik iyota çevrilemezse hücrede birikir ve sonra geri sızma olur.  I131 ile işaretli perklorat verilince normal tiroid bezinde  birikir ve uptake oluşur. Ancak organifikasyon defekti varsa uptake azalır. Uptake olmayan olgularda organifikasyon defekti saptanmış olur.  Bazı meyve  ve sebzelerde bulunan flavanoid adlı  kimyasal maddelerden  myricetin ve apigenin tiroid bezinin iyod tutulmasını artırırken quarcetin azaltır. 


Tiroid hücresi içine bu sırada Na-K-ATPaz enzimiyle  potasyum girerken dışarıya sodyum atılır.  Hücre içine giren potasyum ise KCNQ1-KCNE2 isimli potasyum kanalları ile dışarı atılır. Bu potasyum kanalları sayesinde tiroid  bezi içinde iyod depolanır. Bu kaanllar çalışmazsa iyod depolanamaz. 


Tiroid hormon oluşumu sırasında selenyumun  antioksidan ve antienflamatuvar etkisiyle faydalı olmaktadır. Tiroid bezi vücutta selenyumu en fazla olan dokulardan biridir. Glutatyon peroksidaz, thioredokin redüktaz ve deiyodinaz ve selenoprotein P enzimleri selenyum içerir. Serlenyum alınca bu enzimler artar ve toksik olan hidrojen peoksidi  ve lipid hidroperoksidleri azaltırak tiroid hormon sentezinin sağlıklı olmasını sağlar. 


2. T3 ve T4’ün Oluşumu: Eşleşme (coupling) 
İyodun organik hale gelmesi (Organifikasyon) sonrası tiroglobulinde bulunan tirozin   aminoasitine  iyot bağlanarak önce MID (monoiydo tirozin) ve DID (diiyodo tirozin) oluşur. Daha sonra bunlar  birbiriyle birleşerek T3 ve T4 oluşur:


   MID +DID  =  T3  
   DID +DID    =  T4  
               
Bu olayları TPO enzimi hızlandırır. Hipertiroidi tedavisinde kullanılan propiltiourasil ve metimazol gibi antitiroid ilaçların etkilerinden birisi organifikasyonu bloke etmek, diğeri ise eşleşme olayını bloke etmektir. Bu etkilerini TPO enzimini inaktive ederek vbe tip 1 deiyodinaz enzimini bloke ederek  gösterirler.


3. Hormonların Kana  verilmesi salınma (sekresyon) 
Tiroglobulin içinde oluşan T3 ve T4 tekrar tiroid follikül hücresine girer. Burada proteolizis oluşur ve hormonlar (T4 ve T3) dolaşıma geçer. Tiroid bezinden T4 ve T3 salınımı yaklaşık 17/1 oranında olur.  Tiroid hücresinin harabiyeti ile sonuçlanan hastalıklarda (tiroidit, hipertiroidi, papiller ve folliküler tiroid kanseri) tiroglobulin dolaşıma salınır ve kan düzeyleri artar. Tiroid bezinden %80 oranında T4, %20 oranında T3 salgılanır. Hücrede aktif olan hormon  ise T3’dür. Bu nedenle T4  dokularda  T3’e dönüşür. 


Yüksek dozlarda  verilen iyot tiroid hormon sentezini  bloke  eder. Bu olay cAMP oluşumunun inhibisyonu ile oluşur. Ancak devamlı iyot infüzyonu tiroid hormon sentezini sadece bir kaç hafta bloke eder; daha sonra bez tekrar senteze başlar. Bunun nedeni bilinmemektedir.


Görüldüğü üzere tiroid hormonunun yeterli üretilebilmesi için şu besinlere ihtiyaç vardır:
1. İyod
2. Tirozin amino asiti (protein)
3. B2 vitamini,
4. Çinko, 
5. selenyum, 
6. Demir
7. E vitamini, 
8. C vitamini 
9. Myoinozitol
10. Glutatyon
11. B12 vitamini
12. D vitamini (hücre içinde reseptöre bağlanması için)
13. A vitamini (hücre içinde reseptöre bağlanması için) 


Tiroid Hormon Üretimini Engelleyen Faktörler: 
a) Kronik stres
b) Enfeksiyon, travma, radyasyon ve bazı ilaçalr
c) Flor, brom, klor
d) Toksinler, pestisidler, civa, kadmiyum, kurşun
e) Otoimmün hastalıklar
f) Bağırsakta geçirgenlik artışı (leaky gut)
g) Vitamin, mineral eksiklikleri


İyod-Selenyum Dengesi ve Etkileşimi


Tiroid bezinin yeteri kadar tiroid hormonu yapabilmesi için iyod ve selenyumun dengede olması ve yeterli olması gerekir. Bunlardan biri fazlalışırsa öbürü azalır. Selenyum  artarsa iyod yetmezliğinin şiddeti artar. İyod fazla artarsa selenyum yetmezliğini şiddetlendirir. Selenyum alanlarda iyod seviyesi normal olmalıdır.


TSH  ve Tiroid Hormon Yapımının Ayarlanması 


TSH hormonunun yapısında (alfa) ve (beta)  kısımları vardır.  Alfa  kısmı (subünit)  FSH, LH ve hCG hormonlarının  subunitine benzerlik gösterir; ancak beta  subunit onlardan farklıdır, yani TSH’ya spesifiktir.
Dolaşımdaki T4 hipofizde  ve hipotalamusta T3 ‘e dönüşerek  hipotalamusta TRH salınımını   hipofizde ise TSH salınımını negatif feed-back yoluyla inhibe eder. Kandaki T3 ise sadece hipofizde TSH salınımını az bir miktar inhibe ederken hipotalamusta bir etkisi olmaz. Hipotalamusta T4 den T3 e dönüşümle oluşan   T3  TRH salınımını inhibe eder. . Demek ki, dolaşımda tiroid hormonlarından   çoğunlukla T4   ve az miktar T3  hipofiz yoluyla  negatif feeed back yapar.  Yeni çalışmalar tiroid hormon feedback mekanizmasında  hipotalamustan salgılanan TRH’ nın da rol aldığını ortaya koymuştur.   T3/T4 oranı düştükçe hipofizden TSH salınımı artar.T3 ve T4 ‘ten başka dekzametazon, dopamin, dobutamin ve bromokriptin  de TSH’yı inhibe eder. T3 ve T4 ün yüksek olduğu hipertiroidi durumunda TSH inhibe edilmeye çalışıldığından süprese, yani ölçülemeyecek kadar düşük  düzeylerde bulunur. Hipotiroidizimde ise özellikle primer hipotiroidi durumunda  T3 ve T4 dolaşımda düşük olduğundan hormon sentezini artırmak için hipofizden TSH salınımı artar ve neticede dolaşımda yüksek TSH düzeyleri oluşur. 


TSH Hormonunun  Tiroid Bezine Etkileri: 


1-Tiroid bezi  epitel hücre zarında (membranına)  TSH reseptörüne bağlanıp cAMP üretimini artırarak tiroid bezini  hormon yapması için  uyarır Artan cAMP  tiroid içinde inorganik iyodun organik iyod hale gelmesini sağlar. 
2- kan dolaşımdadi inorganik -İyotun tiroid bezine girmesini uyarır. 
3-Dolaşımdan tiroide iyod geçişini sağlayan NIS isimli kanalları artırır. artırır
5-Uzun yani kronik  süreli TSH  uyarılması  tiroid bezini büyütür  ve guatra neden olur.
6-Tiroid bezi içindeki TPO, Tiroglobulin ve H2O2  (hidrojen peroksit) üretimini artırır.


Hipofiz bezinden yeterli TSH üretimi için 
a) protein,
b) mağnezyum 
c) çinko
d) B12 vitaminine ihtiyaç vardır. 


TSH hormonun tiroid hücresi içindeki sinyalizasyonunda myoinozitol görev almakta ve   hidrojen peroksid gibi  oksijen radikallerinden  ve iltihap yapıcı sitokinlerden korumaktadır.  
×