Reaktif hipoglisemi olarak bilinen yemek sonrası kan şekeri düşmesi sessiz ancak salgın halindedir
Hipoglisemi kelimesi hipo (düşük) ve glisemi (kan şekeri) kelimelerinden oluşur. Kan şekeri düşüklüğü anlamına gelir. Kandaki şekere biz tıp dilinde glukoz adını veririz. Kan şekeri yani glukoz normal kişilerde yemek yedikten saatler sonra düşer. Kan şekeri gün içinde dalgalanmalar gösterir. Sabahleyin en düşük seviyededir. Yemeklerden sonra artan glukoz yavaş yavaş düşer. Yani kan şekeri gün içinde dalgalanır. Yemekte aşırı karbonhidrat alırsak insülin hormonu bu fazla glukozu karaciğer ve kaslarda glukojen olarak depolar. Eğer bu depolanma artarsa glukoz bu defa yağ olarak depolanmaya başlar.
İnsülin hormonu, midenin altında bulunan pankreas bezindeki beta hücrelerinden salgılanır. Pankreas bezinden insülin salgılanması kan şekeri seviyesine göre ayarlanır. Kanda şeker artınca ilk 1-2 dakika içinde pankreas bezinden insülin hormon salgısı hızlı olur ve buna ‘’ilk faz insülin salgısı’’ denir. Bu salgı 3-7 dakika sürer. Daha sonra ikinci faz denen salgı oluşur ki, bu yavaş bir salgılanmadır ve devamlıdır.
Gıdalarla glukoz alınınca bağırsaklardan salgılanan (GLP-1) isimli bir hormon ile ‘’glukoza bağımlı insulinotropik peptid (GIP) ‘’isimli başka bir hormon glukozun yaptığı insülin artışını iyice arttırır.
Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanır ve ufak şeker parçalarına dönüşür ve bağırsaktan emilerek kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır. Enerji sağlanması için kan şekerinin, kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular başta olmak üzere hepsine girmesi gerekir. Kandaki şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu yoksa veya olduğu halde etki gösteremiyorsa şeker hücreye giremediğinden kanda birikir ve şeker hastalığı ortaya çıkar. Kan şekerinin ayarlanmasında insülin çok önemli olmasına rağmen diğer hormonların da kısmi etkileri vardır. Beyinde glukoz depolanmadığından çalışması kan şekerine bağlıdır. Beynin iyi çalışması kan şekerinin iyi olmasına bağlıdır.
Yemek aralarında kan şekeri düşünce glukoneogenezis denen yağ asitleri ve amino asitlerden glukoz yapımı artar ve ayrıca glukojenoliz denen olay başlar ki bu karaciğerde depo şekeri olan glukojenin parçalanarak glukoza dönüşmesidir. Böylece kan şekeri normal seviyeye gelir. Pankreasdan salgılanan Glukagon hormonu bu iki olayı artırır. Ancak hipoglisemi hastalarında glukagon görevini iyi yapamaz.
Kan şekeri düşünce gelişen olaylar şöyledir
1. Kan şekeri düşünce insülin hormonu da düşer ancak glukagon hormonu artar
2. Bu durum lipoliz denen yağ dokusundan yağ asitlerinin salınımını artırır.
3. Bu yağ asitleri karaciğere gelerek enerji için lazım olan ATP üretiminde kullanılır.
4. Yağ asitleri hücre mitokondriuımuna girerek parçalanır ve asetil KoA oluşturur. Ve bu ATP üretiminde kullanılır.
5. Düşük şeker durumunda Asetil KoA’dan fosfoenolpirüvat yapılır ve bu piruvat kinaz ile pirüvata dönüşür ve glukoneogenez de kullanılarak piruvattan glukoz oluşur.
Karnitin işte burada yağ asitlerinin asetil koa’ ya dönüşmesini artırır.
Karnitin yetmezliği gebelik ve doğum sonrası sıktır. Vejetaryanlarda da sık görülür. Karnitin glukoneogenezi yardımcı olarak hipoglisemiden korur.
Kan şekeri düşüklüğü iki tiptir. Birincisi ve az görüleni açlık hipoglisemisidir. Diğeri reaktif hipoglisemi denen ve yemek sonrası oluşan ve daha çok görülen tiptir.
1. Açlık hipoglisemisi:
Nadirdir. Pankreas tümörleri, karaciğer ve böbrek hastalıkları, adrenal bez yetmezliği, tiroid hastalığı, hipofiz hastalığı, alerjik hastalıklarda oluşur. Şeker hastalarında insülinin fazla dozda yapılması, sağlıklı kişilerin yanlışlıkla yüksek doz diyabet hapı alması, kinin ilacı, hepatit ve siroz gibi karaciğer hastalıkları, alkolizm buna neden olur.
2. Reaktif Hipoglisemi:
Diabet yani şeker hastalığı olmayan kişilerde fazla karbonhidrat alımına aşırı insülin cevabı oluşur. Ve bu yüksek insülin kan şekerinizi hızla düşürür. Yani alınan aşırı karbonhidrata karşı bir reaksiyon oluyor ve kan şekeri düşer.. Bu nedenle yemek sonrası kan şekerinin düşmesine reaktif hipoglisemi denir. Beyinde glukoz deposu olmadığından kan şekeri düşünce baş dönmesi, uyuma, anksiyete, panik hali oluşur. Reaktif hipoglisemi ilk defa 1924 yılkında Dr. Seale Harris tarafından tanımlanmıştır.
Reaktif Hipoglisemi Tipleri
Reaktif hipogliseminin de kendi içinde tipleri vardır. Bazı kişilerde yemek yendikten sonra erken saatlerde (ilk 2 saat) kan şekeri düşerken bazı kişilerde yemek yendikten 3-5 saat sonra kan şekeri düşer. Bu nedenle erken reaktif hipoglisemi ve geç reaktif hipoglisemi olarak iki tip vardır.
Mide ameliyatı veya pankreas ameliyatı geçirenlerde veya midesi hızlı boşalanlarda yemek sonrası aşırı bir insülin salgısı ve buna bağlı kan şekerinde hızlı bir düşme olur. Yani erken faz insülin salgısı hızlı olur. Erken saattte kan şeleri düşenlerde insüline hassasiyeti daha fazladır. Bu kişilerin çoğunda Metabolik sendrom denilen obezite , hipertansiyon ve diyabet yoktur. Yani insülin direnci azdır. Kan şekeri ilk satte düşenlerde abartılı ve aşırı insülin salgısı ve glukozun bağırsaklardan hızlı emilimi vardır. Glukagon like peptid -1 ve glukoz bağımlı insülinotropik polipeptid (GIP) gibi bağırsaklardan salgılanan ve insülin salgılanmasını artıran hormanların (bunlara tıp dilinde inkretin hormonlar denir) aşırı salgılanması bu duruma neden olur. Bu hormonlar insülin salgısını artırken glukagon hormon salgısını baskılar ve azaltır (glukagon kan şekerini yükseltir) ve kan şekeri yükselemediğinden hipoglisemi oluşur.
Geç saatlerde kan şekeri düşenlerde iser insülin direnci vardır. Bu kişiler kan şekeri çok düşmeden bile belirti vermeye başlarlar. Geç faz insülin salgısı bozuktur. İnsülin salgısı gecikmiştir. Hücrelere hızlı glukoz girişi olur ve kanda glukoz düşer. Tip 2 diyabet başlangıcında olur.
Reaktif hipoglisemi Nedenleri:
Reaktif hipoglisemin nedenleri olarak şunları sayabiliriz:
1. İnsülin direnci: en önemli nedendir.
2. Kronik strese bağlı hipotalamus-hipofiz-adrenal aks bozukluğu
3. Artmış Glukagon Peptit-1 hormonu
4. Renal glukozüri denen böbrekten idrarla şeker atılımı
5. Glukagon cevabında yetersizlik
6. İnsüline aşırı hassasiyet : çok zayıf kişilerde olur.
7. Aşırı kilo verilmesi sonrası oluşur.
8. Bazı kişiler vücutta salgılanan adrenaline çok hasssatır. Bu nedenle hipoglisemi belirtileri görülür.
9. Fruktoz intoleransı, galaktozemi, lösin hassasiyeti gibi doğumsal enzim eksiklikleri
10. Helikobakter gastriti
11. Mide ameliyatı geçirenlerde yemekten hemen sonra kan şekeri düşer. Buna dumping sendromu denir.
12. Reaktif hipoglisemisi olan kişilerin %77’sinde depresyon, %62’sinde ise anksiyete ve endişe vardır.
Reaktif Hipoglisemi Belirtileri
Eğer sizde acıkma atakları, soğuk terleme, konsantrasyon bozukluğu, baş dönmesi, enerji azlığı, ellerde titreme, baş ağrısı, migren, gün boyu yorgunluk, yemek sonrası uyku gelmesi, iyi uyuyamama, çabuk öfkelenme, devamlı kahve içme isteği, yeşil çay içince fenalaşma, hızlı kilo alma ve yemek sonrası uyku basması oluyorsa kan şekerinizde düşmeler oluyor demektir. Kan şekeri düşük kişilerde panik atak, depresyon, uykusuzluk, huzursuzluk fazla görülür.
Kan Şekeri Ölçümüne Göre Reaktif Hipoglisemi Tipleri
Reaktif hipoglisemi tokluk 1. ve 2. saat kan şekeri veya 3 saatlik OGTT denen şeker yükleme testine göre teşhis edilir. Bu test sırasında kan şekerinde düşme değişik şekilllerde görülür. Bunlar şunlardır:
a) ERKEN HİPOGLİSEMİ: İlk 2 saatte kan şekeri hızla yükselip birden düşer. Düşme 45 mg/dl den fazladır. İlk 1. saatte kan şekeri 153’ ü geçmez. İnsülin direnci ve diğer nedenlerden dolayı oluşur.
b) FLAT (DÜZ) HİPOGLİSEMİ: : Kan şekeri hiç yükselmeden yani hiç dalgalanmadan devamlı birbirine yakın rakamlarda çıkar veya hafif düşük seyreder. Kan şekeri tüm saatlerde 60 mg/dl üzerindedir. Herhangi bir saatte kan şekeri açlık şekerinin 24 mg/dl üzerinde değildir. Düşük metabolizma hızından kaynaklanabilir. Stresli kişilerde daha sık görülür.
c) GEÇ HİPOGLİSEMİ: kan şekeri ilk 1. saatte 153’ u geçmeden ilk 2 saatten sonra düşer. İnsülin direncinden olur.
d) KOMBİNE GİZLİ ŞEKER VE GEÇ HİPOGLİSEMİ: İlk saatte kan şekeri 153 mg/dl den fazla ve 2. saatten sonra hipoglisemi vardır. İnsülin direncinden olur.
e) AÇLIK HİPOGİSEMİ; Test sırasında kan şekeri hep 60 mg/dl altındadır. Açlık hipoglisemi nedenleri araştırılır.
f) POSTPRANDİAL SENDROM: Kan şekeri düşmediği halde hipoglisemi belirtisi olanlara denir. Bazen OGTT testi normal olduğu halde günlük yaşamda şeker düşmeleri olan kişiler bu hastalardır.
g) İDİYOPATİK REAKTİF HİPOGLİSEMİ: OGTT testi sırasında hipoglisemi belirtisi olan kişilerin bazıları mixed meal (Karışık öğün) denen yemek testi ile test yapıldığında kan şekerinde düşme olmayabilir.. Bu duruma bazı bilim adamları kimyasal hipoglisemi olmadan belirtiler olabildiği için idiopatik reaktif hipoglisemi adı verirler.
Hipoglisemi Belirtisi Olanlarda Yapılacak Diğer Testler:
Hipoglisemisi olanlarda buna neden olabilecek diğer hormon bozuklukları da araştırılabilir. Tiroid hormon testleri (TSH, Serbest T3, Serbest T4) , Böbrek üstü bezi hormonları (kortizol, ACTH), Gerekirse çöliak hastalığı testleri ve gıda alerji testleri faydalı olabilir. Bazı hastalarda batın-karın ultrasonu gerekebilir. Bu testlere durumunuza göre doktorunuz karar verir.
Kanda sodyum ve potasyum seviyesine bakılması da önemlidir. Kan sodyumu düşük olan kişilerde hipoglisemiye benzer belirtiler olabilir.
İnsülin Aşırı Salınma Nedenleri:
Reakktif hipoglisemide ana bozukluk insülin hormonunun aşırı salınmasıdır. İnsülin direnci vardır. Kandaki insüline hücreler duyarsızdır. Bu nedenle vücut aşırı insülin üretir. Karaciğer, kas ve yağdaki insülin reseptörleri insüline duyarsızdır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
1. Rafine yani işlenmiş karbonhidrat ve şeker ile fazla beslenme:
2. Kilo fazlalığı
3. Hareketsizlik , spor yapmamak
4. Uykusuzluk ve aşırı yorgunluk
5. Kahvaltı ve öğünleri atlamak. Yemeklere dikkat etmemek.
6. Ailede şeker hastalığı olması yani genetik eğilim.
7. Mısır nişastasından yapılmış tatlandırıcı ile yapılmış meşrubat, kola, bisküvi ve tatlı fazla tüketmek
8. Aşırı duygusal stres, mükemmeliyetçilik, her şeyi kafaya takmak
9. Alkol fazla içmek
10. Kafeinli içecekler, kahve, yeşil çay ve tarçın fazla içmek
11. Sigara içmek
12. Beta adrenerjik sensitivite artışı (sempatik sistem aktive olmuştur)
13. Vitamin eksiklikleri: B6, niasin, biotin, krom, vanadiyum, mağnezyum, çinko, kalsiyum eksikliği
14. Çöliak hastalığı
15. Gıda allerjisi
16. Az su içenlerde
Kimlerde Reaktif Hipoglisemi daha Sık Görülür?
Reaktif hipoglisemi toplumda her yaşta görülmekte ve sıklığı salgın halinde artmaktadır. Her 10 kişiden 3-4 ünde vardır. Sıklıkla kilolularda daha fazla görülür. Hipoglisemi şeker hastalığından 5-10 kat daha fazladır. Muhtemelen toplumun % 70-80’inde vardır. Alkoliklerin hepsinde ve nörotik ve psikotik hastaların % 40’ında vardır.
Bunun başlıca nedeni sağlıklı beslenmemek, öğün atlamak, az su içmek, çok kahve, çay ve alkol içmek, stres, mükemmelliyetçilik, psikiyatik hastalıklar, uykusuzluk,,kilo fazlalığı, sirkadiyen ritm bozukluğu, hipotalamus-hipofiz-adrenal aks bozukluğu, bağırsak mikrobiyata bozukluğu ve spor yapmamak yani kendine ve beslenmeye yeterli zaman ayırmamaktadır.
Diğer önemli bir neden ailesel eğilimdir. Ailesinde diyabet ve obezite olan kişilerde reaktif hipoglisemiye eğilim fazladır. Bayanlarda polikistik over (yumurta kisti) hastalığı önemli bir nedendir.
Çok düşük kalorili diyet yapmak ve kısa zamanda çok kilo vermek hipoglisemi atakları yapabilir.
Ailesinde şeker hastalığı veya hipoglisemi olanlarda,
Beslenmesi azlamış kişilerde
Asipirin, barbiturat veya dideral alanlarda
Mide ülseri olanlarda veya mide ameliyatı geçirenlerde de görülebilir.
Düşer Şeker Ailesel Olabilir
Aynı ailenin üyelerin çoğunda hipoglisemi olabilir. Hem genetik nedenler hem de beslenme alışkanlıklarının çoğunlukla aynı olması nedeniyle ailede birkaç kişide daha hipoglisemi hastası olabilir. Evde hızlı yemek yiyen birsi varsa, veya yemek gecikince çabuk sinirlenen veya depresyonda birisi varsa onlarda da muhtemelen şeker düşüklüğü vardır.
Hem Şeker Hastalığı Hem Düşük Şeker Beraberliği
Şeker düşmesi olan kişilerde şeker yükleme testi yapıldığında bazen gizli şeker ve reaktif hipogliseminin aynı kişide olduğu saptanır. Bunda şaşılacak bir durum yoktuır. Her ikisi de şeker hastalığının başlangıç aşamasıdır. Henüz şeker hastası değilsinizdir. Ancak Şeker hastası olma yoluna girmişsiniz demektir Bu durumdan geri dönmek veya iyileşmek ve şeker hastası olmamak sizin elinizdedir. Akdeniz diyeti yaparsanız ve egzersize dikkat ederseniz ve varsa fazla kiloları verirseniz şeker hastası olmayabilirsiniz.
Hastaların çoğu kan şekeri ölçümleri yaptıklarını ancak böyle bir hastalıklarının olduğunun söylenmediğini belirtir. Sadece açlık kan şekeri bakmakla bu hastalık teşhis edilemez.. Tokluk kan şekeri yapılması gerekir. Bu nedenle reaktif hipoglisemi teşhisi çoğu zaman atlanır.
Açlık hissi vücudun gıda ihtiyacı duyması iştah ise gıda yemeye arzu duymaktır.İkisi farklı şeylerdir. Kan şekeriniz yemekten birkaç saat sonra düşünce açlık hissi oluşur. Vücudunuz sizi uyarmaya başlar. İştah ise gıdaya karşı sizde oluşan yeme arzudur. Bir duygudur.. Gıdanın görüntüsü veya kokusu sizde iştah yapar.
İştah davaranışlarımıza ait bir duygudur. Bağırsaklardan ve yağ dousundan gelen uyarılar beyinde etki yaparak yeme isteği uyandırır. Psikolojik durum da bunda etkilidir. Hormonlar ve stres iştahı etkiler. Doygunluk hissi de hormonlar ve psikoloji ile etkilenir.
Metabolizma hızımız da açlığı etkiler. Tiroid bezi çok çalışanalarda aşırı yeme isteği oluşur. Kas kitleniz fazlaysa metabolizmanız hızlanır.
İnsülin, leptin, ghrelin iştahı etkileyen hormonlardır. Beynimiz bu hormonlar sayesinde gıda yendiğini veya yenmediğini anlar. Beyinin hipotalamus bölgesi bu işle ilgilenir. Yağ dokusundan salgılanan leptin hormonu beyine sinyal göndererek iştahı azaltır. İştahın artması hormonal dengesizlik, stres ve davranışlardan kaynaklanabilir. Adet öncesi bayanlarda görülen iştah artışı hormonal nedenlere bir örnektir.
Hangi yiyeceklerden uzak duralım?
1.Hamur işleri (pasta, kek, kurabiye, vb.), şeker, şekerli tatlılar
2. Reçel, bal, çikolata, pekmez, şurup
3. Meşrubat, kola
4.Yağda kızarmış veya kavrulmuş ve sos ilave edilmiş yiyecekler
5. Kahve, yeşil çay, tarçın, alkol
6.Tüm yağlı gıdalar (kaymak, krema, mayonez vb.)
7.İçeriği tam bilinmeyen hazır gıdalar
8. Ketçap, hardal ve et sosları çok tuzlu olduğu için fazla tüketilmemelidir. Ketçap ve hardalda şeker olduğu da unutulmamalıdır.
Nasıl Beslenmeli?
Mutlaka 3 öğün yemek yenmelidir. Kan şekeri gün içinde çok düşen kişiler mecbur kalmıyorlarsa ara öğün yapmamalıdır. Ancak acıkma atakları oluyorsa ara öğün yapılabilir. Bu aralrda çiğ badem, ceviz, fındık, yumurta, peynir yenebilir. Glisemik indeks diyeti yapılmalı ve bu Akdeniz beslenme tipine uygun olmalıdır. Besin desteği olarak elma sirkesi, krom, bazı aminoasitler faydalı olabilir.